Happy Happy

Happy Happy

30 Temmuz 2015 Perşembe

Nice!


Yaz rehaveti üzerime fena çöktü ve heyecanlarla başladığım blog macerasını biraz boşladım :(

Yaz demek hepimiz için gezmek demek, deniz demek... Biz bu tatilde gezmeyi ve denizi biraz birleştirerek hayallerimizin tatilini gerçekleştirdik.

Tatilimizin ilk durağı yazımın konusunda da anlaşılacağa üzere Nice
Açıkçası Nice beklentilerimin çok üzerinde karşıladı beni. Eski Nice'in rengarenk sokakları, şehrin eski ama canlı atmosferi, nefis yemekleri, sahilleri...



Biraz Nice'den bahsetmek gerekirse;


Fransız Rivierası Cote d’Azur’un başkenti olan Nice, Fransa’nın en büyük 5.şehri.
Klasik bir Avrupa şehrinin sahip olacağı yapıları, meydanları, caddeleri barındırıyor. Bunun yanı sıra şehrin içinde 15 büyük plaj var. Denize girmek isteyenler için özel veya halk plajları seçenekler arasında... Bu plajları bünyesine alan ve palmiyelerin sıralandığı 7 km uzunluğundaki Promenade des Anglais’de (İngiliz Gezinti Yolu) yürümek Nice'te yaşanlar için bir gelenek.

Nice'in sahillerinde kum yok, ince çakıl taşları var ama denizi çok berrak ve temiz. Biz 1 günümüzü otelimizin anlaşmalı olduğu "Ruhl plage" da geçirdik ve çok memnun kaldık.


Denize girmek dışında Nice'de ne yapılır diye sorarsanız, benim aklıma ilk gelenler;

-Eski Nice; (Vieux Nice)'in sokaklarında fotoğraf makinanınızla kaybolabilirsiniz mesela...Bu sokaklarda çok güzel mağazalar, galeri gibi duran dondurmacılar, kahve ve pastalarına karşı konulamayacak kafeler, sizi deliye çevirecek güzellikte oyuncakçılar ve aksesuarlar var. Buradaki binalar, evler apartmanlar, panjurlar, panjurlardan sarkan rengarenk çiçekler ve sokak lambaları öyle güzel ki havaya bakarak hayran hayran geziyorsunuz bu sokakları. Fenocchio; bu sokaklarda sizi mutlu edecek enfes dondurmacı...


-Colline du Chateau Nice (Nice Kalesi); tepeye hakim bu kalenin şelalesi, doğal güzelliği, yeşili ve muhteşem deniz ile şehir manzarası şahane duygular yaşatıyor insana. Fransız rivierasının bir kısmını fotoğraflamak ve Nice'i bir de kuşbakışı görmek  için gidilmesi gerekiyor bence...

-Place Massena;  yeni şehir bölgesinin en büyük meydanı. Nice'nin en önemli ana arterlerinin kesişim noktası.

-Cathedrale St. Nicholas; Rus mimarisi ile zamanında bu bölgede yaşayan Ruslar için yapılmış, Rusya’nın dışında bulunan en büyük Rus Ortodoks Katedrali. 

-Cours Saleya; Eski  Nice'in sokaklarında dolaşırken karşınıza çıkan Dünya’nın en meşhur çiçek ve renkli antika pazarı burası.

-Avenue Jean Medecin; alışveriş için en uygun cadde. Oldukça geniş ve karşılıklı mağazaların bulunduğu, trafiğe kapalı ve hemen garın sol tarafından başlayıp eski şehir merkezine inen bir cadde.


Nice gidip yemeden dönmeyin diyeceğim bazı güzellikler var tabiki;


ehrin adını verdiği gerçek bir "Salade Niçoise" yemeden dönmeyin.
-Socca ise benim favori lezzetim.
-Yine Nice'e özgü tatlardan bir sandviç çeşidi olan "Pan Bagnat"ı da deneyebilirsiniz...
-Maison-Auer: Place Massena’ya çok şeker bir çikolatacı dükkanı. Ben bayıldım!
-La Voglia: ortalama bir pizza, makarna, şarap gecesi yapmak istiyorum derseniz. Beklentilerinizi karşılayacak bir İtalyan restoranı kendisi.
-Boccaccio: Şık bir balık restoranı... Hayatımdaki en ama en iyi Paella'yı burada yedim diyebilirim.







 Bir sonraki yazım İtalya'nın incileri "Cinque Terre"de görüşmek üzere...