“En uzakta
olma” duygusu size ne hissettiriyor? Bendeki hissi; bağlandığı yerden kurtulmuş
bir balon gibi süzülerek gökyüzüne çıkıyormuşum gibi sanki. İşte bu yüzden hep
bu kaçıp kaçıp gitmelerimiz. Uçup uçup dönmeyecekmiş gibi uzaklaşmalarımız... Dönerken
geriye getirdiğimiz ise hep daha çok gitme arzusu… Bu cümleler uzar gider, en
iyisi sizi daha fazla ruhumun derinliklerinde boğmadan, konumuza döneyim.:)
Bu seneki
rüya tatilimiz Amerika’yaydı bildiğiniz gibi. Bayram tatilini de bağlayıp,
Florida’ya 12 günlük bol güneşli & bol denizli bir tur planladık. Deniz
güzel de, güneş kısmı fenaydı, benim gibi yaz aşığı bir insanı bile canından
bezdirecek sıcak ve nem vardı. Şimdiden gideceklere naçizane tavsiyem; Temmuz
ve Ağustos Miami-Orlando için en sıcak aylar. Aman uzak durun!
İstanbul’dan
Miami’ye indiğimiz gibi havalimanından aracımızı alıp direksiyonu Keywest’e
kırdık. Yaklaşık 3.5 saatlik yolculuk sonrası Amerika’nın en güney uç noktası
olan şirin kasaba Keywest’e ulaştık. Miami-Keywest yolu çok keyifli, yol
boyunca iki tarafı denizle çevrili upuzun köprülerden oluşan ince yollardan
geçiyorsunuz. Keywest’e gelene kadar pek çok tatlı kasabanın içinden geçip
hepsine hayran kalıyorsunuz. Özellikle günbatımına denk gelirseniz, bu yol
üzerinde harika bir manzara yakalayabilirsiniz. Önceden araştırıp, bu yol için
bir playlist bile hazırlayan ben, bol bol fotoğraf çekip, manzaraya karşı
müziğin keyfini çıkarttım. Size de kesinlikle tavsiye ederim :)
Küba’ya
deniz yoluyla sadece 90 mil uzaklıkta olması Keywest’in her köşesinde Küba
esintilerine rastlamanızı sağlıyor. Sokaklarda dolaşırken Küba kahvecileri ve
puro dükkânları karşınıza çıkıyor.
Keywest’te neler
yapılmalı, nerelere gidilmeli? Diye soracak olursanız, madde madde yazmak daha
kolay olacak sanki:
-
Mallory
Square: gün batımını izlemek için harika bir nokta. Her akşam turistler ve
yerliler bu alanda toplanıp gün batımını izliyor.
-
Duval
Street: Kasabanın en işlek tek caddesi. Sağlı sollu mağazalar, restoranlar,
kafeler sıralanmış durumda.
-
Southern
Most Point: haritaya göre Amerika kıtasının en güney uç noktasına denk gelen
yer. Bu noktaya dikilen duba şeklinde bir yapı var ve herkes gidip önünde
fotoğraf çektiriyor. Hatta bu duba kasabanın simgesi haline gelmiş. Her yerde
magnetleri, minyatür figürleri vs. satılıyor.
-
Little
White House: John Keneedy, Bill Clinton gibi Amerikan başkanlarının dönem dönem
yaşadığı malikâne olur kendisi. Bence pek bir numarası yok, denk gelirseniz ya
da önünden geçerseniz şaşırmayın diye yazıyorum.
-
US
1 yolu Amerika’nın doğu kıyısını kuzeyden güneye bağlayan kara yoluymuş. Yani
Kanada’dan Keywest’e kadar olan hattan bahsediyoruz. İşte bu meşhur yolun sonu
da Amerikalılar tarafından turistik bir simge ile belirlenmiş ve turistlerin
uğrak yeri haline gelmiş. Bu noktada yolun bittiğini gösteren “end 0 mile”
tabelası bulunuyor. Hatta bu tabelanın tam karşısında “End of the Road Souvenir
Shop”(Yolun Sonu Hediyelik Eşya Dükkânı) adında bir turistik eşyalar satan bir
dükkan bile var :)
-
Bunun
dışında bizim gidemediğimiz ama çok duyduğum ve gidilmesi gereken bir yer de
Ernst Hemingway’in bir dönem yaşadığı ve bazı romanlarına ev sahipli yapan meşhur evi.
-
Bu
arada unutmadan yazayım; biz The Gates Otel’de konakladık ve aşırı memnun
kaldık. Yepyeni ve tertemiz bir oteldi, konumu da çok güzeldi. Arabayla
Keywest’in merkezine sadece 5 dk. uzaklıkta.
-
Belki
sona kaldı ama en güzeli, enfes sahili ve harika denizi Keywest’i gönüllerde
taçlandıran asıl neden. South Beach bizim favorimiz oldu.
Sizin de
yolunuz Miami ya da Florida’nın güney taraflarına düşerse ne yapın edin bu
tatlı kasabaya birkaç gün ayırın. Biz çok sevdik, çok eğlendik siz de gidin siz
de sevin!
Yine nefis sade şirin ve renklıydı elınıze saglık gorkem hanım 💟
YanıtlaSilBu yorum yazar tarafından silindi.
YanıtlaSilyazınız güzel
YanıtlaSilblogger forumu açıldı !!!
http://bloggerforumu.com
Renkli bir tatil bölgesi, az insan çok huzur diyenler için ideal.
YanıtlaSil